My Life in Burns »
Transplantation in Turkey »

Kamuoyu Açıklamaları »








Prof.Dr. Nurettin Özcan

Bülent Ecevit’in Dirisini Ve Ölüsünü Sömürenler Prof. Dr. Mehmet Haberal’ı Suçluyor


Sayın Bülent Ecevit son başbakanlığında 80 yaşına yaklaşmıştı ve kendisinde yaşlılığın bütün belirtileri oluşmuştu. (Titrek kısa adımlarla zor yürüyüş, unutkanlık, işitme kaybı, kesik kesik kısa konuşmalar, isimleri ve kelimeleri karıştırma, boş bakış, el parmaklarının içe doğru bükülmesi, kemik erimesi sonuçta omurga kemiğinin çökmesi…) Bu bulguların çoğunu görmek için doktor olmaya gerek yok, o günlerde TV haberlerini izleyen herkes bu durumu görüyordu. Bülent Ecevit’in bu haliyle başbakanlığı sürdürmesi TC’yi önemli krizlere sürüklemiştir. Bülent Ecevit’in o halini izleyen DSP’li ve muhalif herkes bu adam nasıl başbakanlık yapabilir bir an önce çekilmeli diyordu. Halktaki bu düşüncenin ispatı yapılan erken seçimle olmuştur; Bülent Ecevit’in oyu % 1’e düşmüş ve AKP iktidara gelmiştir. Bülent Ecevit’e sempati duyan birisi olarak o günlerde onu televizyonlarda gördükçe derin üzüntüler duydum. Birilerinin durumu Bülent Ecevit’e anlatabilmesini bekledim.

Başta Bülent Ecevit’in eşi Rahşan Ecevit (Gölge Başbakan, lise mezunu) B. Ecevit’in koruma polisi Recai Birgün, özel doktoru Ortopedi Uzmanı Dr. Mücahit Pehlivan (biyografisinde yazdığına göre, verdikleri Tıp ve İhtisas diplomaları Amerika ve AB ülkelerinde geçerli sayılmayan eski Sovyetler Birliği ülkelerinden olan Macaristan’da çalışmış.)… olmak üzere, Rahşan Ecevit’in yakın çevresi, Bülent Ecevit’ten faydalanıp post kapmış ve gelecekte onun sayesinde yeni postlar kapmayı hedefleyen hırslı, ihtiraslı… insanlar, Bülent Ecevit’in kollarına girip sürükleyerek başbakanlığı ve siyaseti sürdürmeye zorluyorlardı. (Lütfen bakınız o zamanki TV haber programları filmlerine)

Bülent Ecevit’in son başbakanlığı sırasında omurgasında çökme oluşunca şiddetli bel ağrıları ve yürüme zorluğu şikayetleri ile Prof. Dr. Mehmet Haberal’ın Başkent Üniversitesi Hastanesine yatırıldı. Bülent Ecevit’in o zamanki durumu, kendine bakamayan, yaşlı hasta haliydi; sadece saç boyası eşi ve koruma polisi tarafından yeni yapılmıştı. (Bu bilgi Bülent Ecevit’in diğer yakınlarından)

Başkent Üniversitesi Hastanesinde, Bülent Ecevit’e bilimsel olarak yapılması gereken uygun, doğru tetkikler, tedaviler yapılmış, gerekli tavsiyelerde bulunulmuştur ve tıbbi takibe alınmıştır. (Bu bilgi konunun uzmanı olan ve hastayı içerden, dışardan yakından takip eden akademisyenlerdendir.)

Bülent Ecevit’in başbakanlığının son dönemlerinde kullanabileceği, bütün enerjisi bitmiştir. Yukarda bahsedilen yakın çevre, onun üzerinden kendi ihtiraslarının tatmin etmeye devam ettiler. Bülent Ecevit’i Başkent Üniversitesi Hastanesinden kaçırarak (yakın çevrenin kendi ifadeleri) bilim dışı teşhis ve tedavi yöntemleri uyguladılar. Evde çekilen röntgen (detaylı hiçbir bilgi vermez) bulgularıyla ve yanlış teşhisle kısa süreli rahatlık ve efori veren ilaçlar uyguladılar. (Gazetelerin yazdığına göre kortizon uyguladılar, bu ilacın etkisi o günlerde Bülent Ecevit’in yüzüne yansımıştı. Bu hormon grubu ilaçlar Ecevit’in hastalığında bilimsel olarak kesinlikle kullanılmamalıdır.) Bu ilaçların etkisiyle Bülent Ecevit birkaç ay başbakanlık görevine döner gibi oldu ancak kısa sürdü. Bu yanlış tedavi Bülent Ecevit’in tansiyonunu yükseltti ve yüksek tansiyon nedeniyle ağır bir beyin kanaması geçirerek felç oldu. Gülhane Askeri Tıp Akademisinde yapılan bütün tedavilere cevap alınamadığı için hayatını kaybetti. Bülent Ecevit Başkent Üniversitesi Hastanesinin uyguladığı bilimsel tedavi ve önerilere uysaydı başbakanlık yapamazdı; fakat bugün hala yaşıyor olabilirdi.

Son zamanlarda yukarda bahsedilen yakın çevre Bülent Ecevit’in ölüsünü sömürüyorlar. Son genel seçimlerde koruma polisi Recai Birgün (Bülent Ecevit ölünce Rahşan Ecevit’in koruma polisliğine devam etti.) ve Dr. Mücahit Pehlivan… Rahşan Ecevit kontenjanı ile CHP’den milletvekili oldular ve ana gayelerine ulaştılar. Koruma polisi, büyük kahraman havalarında Ergenekon Savcısına gönüllü olarak gidip ifadeler veriyor ve medyaya konuşuyor. Tıbbi konularda bilgisi olmadığı halde, bütün dünya bilim çevrelerince takdir edilen Prof. Dr. Mehmet Haberal’ı suçluyor. Hırsları, akıllarını ve donanımlarını çok aşan bu insanlar, Bülent Ecevit’e karşı esas suçluların kendileri olduğunun farkında bile değiller. Dikkat ederseniz özel doktoru Mücahit Pehlivan kendisi hiç konuşmuyor. Konuşursa gerçek durumun ortaya çıkacağını biliyor olmalı. Bu adamların, Bülent Ecevit’i kollarına girip sürükleyerek, öldürülen Danıştay hakiminin cenazesi için Kocatepe camisine götürüşlerini gösteren televizyon haber filmlerini lütfen tekrar izleyiniz. Bülent Ecevit’in nasıl bir büyük çöküş ve ızdırap içinde olduğunu gözlerinizle göreceksiniz. Bu yakın çevre Bülent Ecevit’in dimdik ayakta olduğunu ve ilk seçimde tekrar iktidar olacağını göstermek istediler. Bu Kocatepe’ye götürülüşünden kısa bir süre sonra Bülent Ecevit felç geçirmiştir.

Bu yakın çevre şu anda ne ile meşgul. Koruma polisi Recai Birgün milletvekili, meşhur ve kahraman olma yolunda aynı konuyu sömürmeye devam ediyor. Milletvekilliği ve 12 milyar maaş hoşuna gitmiş olmalı ki, Ergenekon davası üzerinden gelecek seçimde başka partiden tekrar milletvekili seçilebilmek için yatırımlar yapıyor, TV programlarında konuşuyor ve medyaya beyanatlar veriyor. İnşallah yapılacak ilk seçimden sonra, devlet büyüklerini koruyan polislerden sorumlu devlet bakanı olur ve Bülent Ecevit’i kurtardığı gibi bu sefer bütün Türkiye Cumhuriyeti’ni kurtarır. Rahşan Ecevit ise (90 yaşına yaklaşmış) kendisi için yaptıracağı anıt mezara, devlet mezarlığında olan Bülent Ecevit’in mezarını taşıma hazırlıklarını sürdürüyor. (Kendisinin basın açıklaması)

Bülent Ecevit’in son başbakanlığı süresince, yakın çevresindeki insanların davranışları ve entrikaları iyi bir yönetmenin elinde Oscar kazanacak film olabilir. İngiltere’de çekilen “Emret Başbakanım” filmi bunun yanında çok sade kalır. Bu kısa hikaye bile TC’nin kimlerin elinde nerelere sürüklendiğini çok iyi gösteriyor. O günlerde ve günümüzde medyanın bu konuyu neden ciddi olarak ele alıp irdelemediği hatta kitapların yazılmadığı düşünülmeye değer. Çünkü durum sadece Bülent Ecevit’in şahsını ilgilendiren konu değil Türkiye Cumhuriyetinin geleceğini ilgilendiren bir durumdu.

Prof. Dr. Mehmet Haberal ülkenin birçok yerinde kurduğu hastaneler, okullar, meslek okulları, üniversite (binlerce öğrenci okuyor), bilimsel çalışmaları, bilimsel yayınları, kitapları, Türk tıbbına çok önemli katkıları, Kanal B televizyonu ve Atatürk ilkelerine samimi bağlılığı ile ülkesine çok önemli hizmetler yapmaktadır. Prof. Dr. Mehmet Haberal Türkiye Cumhuriyetine önemli hizmetler yapan insanların listesinin başlarında yer almaktadır. Dünyaca ünlü bilim adamı Prof. Dr. Mehmet Haberal, şu anda hapistedir ve ülke için faydalı hiçbir şey yapmamış, yapacak yeteneği olmayan insanların, medyada her gün saldırısına ve iftirasına uğramaktadır. Prof. Dr. Mehmet Haberal’ın yaşam hikayesi de “Bir ülkeye hizmetin bedeli” başlığı altında yine oscar kazanacak film olabilir.

Prof. Dr. Nurettin ÖZCAN
Kardiyoloji ve Dahiliye Uzmanı


Tel : 0312 419 40 50 - 0532 501 63 66
Web : www.nurettinozcan.com
e-mail : dr.nozcan@hotmail.com


01.05.2009 tarihinden itibaren ziyaretçi sayısı : 12129047